Mardin, taşın ışıkla kurduğu bağ nedeniyle günün her saatinde başka görünür. Sabah serinliğinde sarıya dönük yumuşak tonlar, öğle sonuna doğru kentin cephelerinde altın bir parıltıya, gün batımında ise adeta bal rengine dönüşür. Dar sokaklar, kemerli geçitler ve teraslardan Mezopotamya Ovası’na bakan uçsuz bucaksız manzara, ziyaretçiye hem coğrafi hem de kültürel bir ufuk açar. Bu yazı, Mardin’in taş mimarisi ve lezzet duraklarından, Midyat ve Dara gibi yakın keşif noktalarına; Göbeklitepe’nin arkeolojik anlatısından pratik bir 2 günlük plana uzanıyor.

Eski Mardin’de yürürken ilk öneri, rotayı sabah erken saatlere kurmak. Zinciriye ve Kasımiye medreselerinin avluları bu ışıkta fotoğraf için en güzel zamanı verir. Taş işçiliğinin zarif hatları, gölge-ışık oyunlarıyla belirginleşir. Ulu Cami çevresinde sokak aralarına dalıp çıkmak, geleneksel sabuncular ve telkâri ustalarıyla karşılaşmanın kısa yoludur. Telkâri gümüş işçiliği, ince bir sabrı görünür kılar; atölyelerde ustaların el çabukluğunu izlemek büyüleyici olabilir.

Lezzet tarafında Mardin sofrası katmanlıdır. Kahvaltıda zahter, çökelek, murtuğa; öğlen veya akşam kaburga dolması, sembusek, içli köfte ve iştah açıcı baharat dengesiyle öne çıkar. Dibek kahvesi, taş havanda dövüldüğü için daha yumuşak içimli ve aromatik bir karaktere sahiptir; öğleden sonra kısa bir mola için idealdir. Tatlıda hurma ile cevizli küçük atıştırmalıklar, yoğun baharatın ardından iyi bir denge kurar.

Yakında keşif için Midyat’a yol almak, Süryani kültürünün taş konaklarda ve şarap üretiminde nasıl vücut bulduğunu görmeyi sağlar. Konak avlularında taşın akustiği, fısıltıları bile çoğaltır; terasa çıkıp ilçenin siluetini izlemek, zamana yayılan bir sakinlik sunar. Süryani şaraplarının tadımı için randevu almayı unutmayın; küçük üreticilerde hikâye, kadehteki kadar keyiflidir.

Dara Antik Kenti ise su sarnıçları ve kaya mezarlarıyla Mardin çevresinde beklenmedik bir antik sahne kurar. Kazı alanlarının bir kısmı hâlâ araştırma aşamasındadır; bu nedenle işaretli yolların dışına çıkmayın. Güneşin dik geldiği saatlerde gölgeli sarnıçlar gezmek ferahlatıcıdır. Fotoğraf için tripod faydalı olsa da, dar alanlarda diğer ziyaretçileri gözetmeyi ihmal etmeyin.

Göbeklitepe’ye geçişte rota genellikle Mardin’den Şanlıurfa’ya uzanır. Ziyaretçi merkezinde sergi alanı, kazı buluntularını çağdaş bir anlatıyla açıklar. T biçimli dikilitaşlar üzerindeki hayvan kabartmaları, avcı-toplayıcı toplumların ritüellerine dair güçlü bir sezgi verir. Alanın korunması için belirlenen şeritlere ve görevlilerin yönlendirmelerine uymak esastır. Rehberli turlar, buluntular arasındaki kronolojiyi ve sembolik okumaları daha anlaşılır kılar; tek başına gezmekten farklı bir “odak” sağlar.

Pratik notlar: Yaz aylarında sıcak ciddi bir faktördür. Şapka, güneş kremi ve su şişesi olmadan çıkmayın; enerji için tuzlu küçük atıştırmalıklar ve hurma iyi seçeneklerdir. Mardin’de yokuşlu sokaklar ayakkabı seçimini belirler; tabanı sağlam, kaymaz bir model tercih edin. Akşamları ısı hızlı düşebilir; ince bir ceket çantada bulunsun. Fotoğraf için geniş açı, taş cephelerin tamamını almakta; tele lens ise ovaya açılan manzarada derinlik yaratmakta işe yarar.

Ulaşımda araç kiralamak esneklik sağlar fakat park ve dar sokaklar planı zorlayabilir. Eski Mardin’de konaklama için teraslı oteller, gün batımında “Mardin ışığı”nı izlemek açısından fark yaratır. Şehir içi kısa transferlerde taksi ve yürüyüş idealdir. Şanlıurfa yolunda mola verilebilecek yerleri önceden işaretlemek, özellikle yaz sıcağında konforu artırır.

Sürdürülebilirlik ve saygı kültürü: Dini mekânlarda kıyafet kurallarına dikkat edin, fotoğraf çekerken izin isteyin. Yerel rehberlerle çalışmak, hem doğru bilgiye hem de toplulukla bağ kurmaya imkân tanır. Alışverişte küçük üreticiyi tercih etmek, ekonominin adil biçimde dağılmasını destekler. Çöplerinizi her koşulda yanınızda taşıyın; rüzgârın kolayca yaydığı hafif ambalajlar, arkeolojik alanlarda kalıcı iz bırakabilir.

2 günlük mini plan: 1. Gün sabah Mardin Eski Şehir yürüyüşü (Ulu Cami, Zinciriye, Kasımiye), öğlen telkâri atölyesi ve dibek kahvesi molası; öğleden sonra Midyat konakları ve şarap tadımı, akşam Mardin terasında gün batımı. 2. Gün sabah Dara Antik Kenti, öğleden sonra Şanlıurfa’ya geçiş, Göbeklitepe ziyaretçi merkezi ve kazı alanı, akşam Urfa çarşılarında kısa bir tur. Zaman esnekse dönüşte Harran evlerine kısa bir uğrama, rotayı tatlı bir dokunuşla kapatır.

Son söz: Mardin ve Göbeklitepe, taş ve zamanla diyalog kurmayı öğretiyor. Birinde taş gündelik hayatın dili olur, diğerinde insanlık tarihinin ilk cümlelerini fısıldar. Siz yeter ki yavaş yürüyün, bir avluda gölgenizi dinlendirin, bir kâsede baharatın izini sürün ve bir kayanın üzerindeki figürü biraz daha uzun seyredin. Dönerken bavulda sabunlar, baharatlar ve küçük bir telkâri parçası olabilir; ama asıl hatıra, taşın sıcak belleğidir.